Takipci

Hicbir sey olmamasinin korkunc oldugunun farkinda misin Siradisi metinleriyle 20. yüzyil dünya edebiyatinda kendine özgü bir yer edinen Julio Cortzarin caz müzigin ölümsüz isimlerinden Charlie Parkera adadigi Takipci isimli hikayesi, ic ice gecmis olaylarin, son hiz yuvarlanan yasamlarin, biriken sikintilarin ortasinda, yasantisina katlanmakta zorlanan bir caz dehasinin son günlerini ele aliyor. Yil 1949 ya da 50... Cincinnatide bir kayit provasi... Miles Davisin de taniklik ettigi essiz bir an... Kahramanimiz Johnny Carter, dogaclama caldigi bir prova sirasinda birden durur ve havaya bir yumruk savurup haykirarak Bunu yarin caliyorum, der. Bir yandan alnina vurmaktadir ve Bunu yarin calmistim, bu korkunc bir sey Miles, bunu yarin calmistim, diye sayiklamaktadir. Her satirinda varolussal sancilar barindiran Takipci, zaman kavramiyla daimi bir problemi olan Charlie Parkerin parlak kariyerinin ve calkantili yasantisinin son zamanlarina taniklik ettiriyor. Anlaticimiz, bir baska deyisle takipcimiz Bruno, hikayede Johnny Carter adiyla gecen Charlie Parkerin bas döndürücü yasaminda kisa ama son derece etkili bir zaman koridoru acarak okurlari pesinden sürüklüyor. Caz tarihinin gelmis gecmis en büyük alto saksofoncularindan Parkerin ölümünden önceki son günlerini hareketli bir arka plan esliginde aktaran Takipci, Arjantinli sanatci José Muozun kitabin ruhunu bütünleyen siyah beyaz illüstrasyonlariyla kitapseverleri metnin derinliklerinde bir gezintiye cikariyor. Siki bir Parker hayrani olmasinin yani sira amatör bir cazci olan Cortzar, müzikteki notalarin edebiyattaki karsiligi sayilabilecek harflerin yardimiyla efsane müzisyenin anisina yakisan emprovize bir metin kaleme aliyor. Her seyin mümkün olabildigi caz dünyasindan günbegün kopmaya baslayan bir yildizin deyim yerindeyse erken yasini tutan yazar, sanatci ve elestirmen arasindaki karsit iliskiye dem vurarak felsefi sularda geziniyor. Bird olarak da taninan ve caz tarihinin en büyük isimlerinden Charlie Parkerin müzikle zamanin ötesine gecisini, saksofonuyla kurdugu özel iliskiyi ve varolussal sancilarini irdeleyen Cortzar, dönemin cetrefilli atmosferini, gecmisle günümüz arasinda akip duran bir zaman gelgitinde yüzdürüyor.