Cenaze Evindeki Lahmacun Kokusu
Autor: | Sedat Kaygalak |
---|---|
EAN: | 9786053230939 |
eBook Format: | |
Sprache: | metaCatalog.groups.language.options.türkçe |
Produktart: | eBook |
Veröffentlichungsdatum: | 01.11.2014 |
Kategorie: | |
Schlagworte: | Öykü |
1,89 €*
Versandkostenfrei
Die Verfügbarkeit wird nach ihrer Bestellung bei uns geprüft.
Bücher sind in der Regel innerhalb von 1-2 Werktagen abholbereit.
Döndük bütün anlamlari ardimizda birakip süphemize sadik kalmak için. Döndük ha? Daha ne istiyoruz giderek?
Cenaze evine ziyarettik, o hiç olmak istemedigimiz yanindan tüm bu anlam yarisinin ve kavram fenomenliginin paradigmasindan kurtulmak, nihayet herkesten bir anlam koparircasina ölmek için. Ve nihayet Nesnel tanimlama bizi bir yerden alip bir baska yere koyuyordu.
Onun bunun basi sagolsunlarimizin tedariksiz ezberi tipki bir dügün merasiminde çekilen halayin gelisine söylenen naif sözler gibi; mutluluklar dilerizdi. Oldu olacak kimse ne kadarini biliyorduyla belli belirsiz ya da itinayla kipirdayan o dudaklarda kasla göz arasinda öteki hayat ciddiyetiyle islenen görsel; “...El-Fatiha” Secdesiz, kiblesiz, sessiz bir itinayla ellerimizin korosu oluyorduk küçücük, daracik bir odada. Nefesimiz nefesimize karisacakti sahiligimizde. Bütün cüceligimiz farzin eklem yerinde kirilip gözlerle bulusmali, kimse kimseden süphe duymamaliydi. Öte yandan dua çabucak bitmeliydi. Bir an önce çikilmaliydi bu ayakkabi kalabaligindan. Yüze kavusturan da olacakti ellerini, her iki yana düsüreni de. Çünkü bir ciddiyetsizlik olacakti bu lahmacunlarin arasina konacak salatada nasilsa insanin neticede bir organizma olmasini unutmaktan tecelli. Onu tüketen diger organizmalar salatasiz çogalmazdi Oldu olacak, ya ayran?.. Hayat... devam edecekti bütüüüün izafiyetiyle.
Cenaze evine ziyarettik, o hiç olmak istemedigimiz yanindan tüm bu anlam yarisinin ve kavram fenomenliginin paradigmasindan kurtulmak, nihayet herkesten bir anlam koparircasina ölmek için. Ve nihayet Nesnel tanimlama bizi bir yerden alip bir baska yere koyuyordu.
Onun bunun basi sagolsunlarimizin tedariksiz ezberi tipki bir dügün merasiminde çekilen halayin gelisine söylenen naif sözler gibi; mutluluklar dilerizdi. Oldu olacak kimse ne kadarini biliyorduyla belli belirsiz ya da itinayla kipirdayan o dudaklarda kasla göz arasinda öteki hayat ciddiyetiyle islenen görsel; “...El-Fatiha” Secdesiz, kiblesiz, sessiz bir itinayla ellerimizin korosu oluyorduk küçücük, daracik bir odada. Nefesimiz nefesimize karisacakti sahiligimizde. Bütün cüceligimiz farzin eklem yerinde kirilip gözlerle bulusmali, kimse kimseden süphe duymamaliydi. Öte yandan dua çabucak bitmeliydi. Bir an önce çikilmaliydi bu ayakkabi kalabaligindan. Yüze kavusturan da olacakti ellerini, her iki yana düsüreni de. Çünkü bir ciddiyetsizlik olacakti bu lahmacunlarin arasina konacak salatada nasilsa insanin neticede bir organizma olmasini unutmaktan tecelli. Onu tüketen diger organizmalar salatasiz çogalmazdi Oldu olacak, ya ayran?.. Hayat... devam edecekti bütüüüün izafiyetiyle.